top of page

Gebelik ve enfeksiyonlar

 

 

Enfeksiyon çeşitli bakterilerin, virüslerin, parazitlerin yani mikroorganizmaların sebep oldukları hastalıklardır. Gebelikte en sık görülen enfeksiyonlar;

idrar ve   solunum yolu enfeksiyonları, grip, nezle ve  ishaldir. Çok şiddetli olmadıkça bebek üzerinde  yan etkisi beklenmeyen ve kendiliğinden veya antibiyotik tedavisi ile iyileşen enfeksiyonlardır.

 

Ancak bazı enfeksiyonlar hamilelik döneminde geçirildiğinde bebeği ciddi şekilde etkileyebilir; Toxoplazma, CMV ve kizamıkçık bebekte çeşitli doğumsal anomalilere neden olabilir.

Hepatit B enfeksiyonu hem anne hem de bebeğe geçme riski açısından iki taraflı risk oluşturan bir enfeksiyondur.

Enfeksiyon hastalıkları bazen ateş, halsizlik veya diğer çeşitli belirtilerle

dikkat çekebilir.

 

 

NEZLE VE SOĞUK ALGINLIĞI

Soğuk algınlığı üst solunum yollarını etkileyen virüslere bağlı hastalıklara verilen isimdir. Nezle ve soğuk algınlığında burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, gözlerde kızarıklık, sulanma, hafif boğazda yanma, boğaz ağrısı ve hafif öksürük olabilir. Sıklıkla kişi ayakta atlatabilir , şikayetler 1 hafta sürebilir.

 

Grip hastalığında  ateş yüksektir ancak nezlede ateş bu kadar yükselmez. Grip de virüslere bağlı bir hastalıkdır , şikayetler daha şiddetlidir ve burun-üst solunum yolları dışında vücudun diğer bölgelerinde de şikayetlere neden olur; öksürük, halsizlik ve  baş ağrısı olur.

 

Nezle, soğuk algınlığı, grip gibi virüs enfeksiyonları için  spesifik bir ilaç tedavisi yoktur. Antibiyotikler virüslere etki etmezler, bu nedenle bu hastalıklarda kullanılmazlar. Bu hastalıklarda  istirahat, bol sıvı alma, vitamin takviyesi ve ağrı kesici - ateş düşürücü ilaçlar kullanılır.

Antibiyotikler ancak bakteriyel bir enfeksiyonun eşlik ettiği durumlarda tedaviye eklenir.

 

Bu tür viral enfeksiyonlar insanlar arasında damlacık yoluyla bulaşırlar. Yani başka hasta insanların ağız ve burnundan havaya karışan virüsler solunum veya ellerle direk temas ile bulaşırlar. Bu nedenle gebe insanların kapalı ve kalabalık ortamlardan özellikle soğuk kış aylarında uzak durması gerekir. Eller sık sık yıkanmalıdır.

 

Gripten korunmak için gebelikte aşı yapılabilir ancak nezle ve soğuk algınlığı için bir aşı yoktur.

 

Nezle ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlar ciddi komplikasyonlar eklenmedikçe

hamilelikte bebek açısından bir risk oluşturmazlar.

 

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU


İdrar yolu enfeksiyonları gebelikte daha sıktır. Özgeçmişinde tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu veya pyelonefrit öyküsü bulunan hastalarda  gebelikle beraber baskılayıcı

tedavi başlanabilir.
Tüm kadınlara ilk muayenede idrarda bakteri taraması önerilir. Enfeksiyonların %80'inde E.coli sorumlu bulunmuştur.

Akut Sistit gebe kadınların yaklaşık % 1 inde görülür. Sistit tanısı idrar sıklığında artış, dayanılmaz idrar yapma isteği, idrar yaparken ağrı, kanlı idrar ile karakterize olabilir.


Akut Pyelonefrit  gebeliklerin % 2 sinde görülür. Major bulguları yüksek ateş, yan ağrısı, mide bulantısı ve kusmadır. Sık idrara çıkma, ani idrar yapma isteği ve idrar yaparken ağrı mevcut olabilir. Erken doğum ve erken membran rüptürü riski artabilir.

 

HEPATİTLER


Hepatit A enfeksiyonu genellikle iyi yıkanmamış yiyecek ve içeceklerden bulaşır. Tam olarak kendiliğinden iyileşen bir sarılık türüdür, kalıcı hastalık yapmaz. Taşıyıcılık yaratmaz. Gebelik sırasında geçirilen enfeksiyon bebekte bir anomali ya da sakatlık yaratmaz.

Hepatit B cinsel yolla ve kan ürünleri ile bulaşabilen bir virüs enfeksiyonudur. Bu yollar dışında en önemli bulaş nedenlerinden birisi de doğumdur. Doğum sırasında veya emzirme ile anneden bebeğe geçebilmektedir. Hastalık 2-6 ay arasında değişen bir kuluçka döneminden sonra grip benzeri hafif belirtilere neden olur.


Virüs anne sütüne ve oradan da bebeğe emzirme ile geçebilir bu yüzden annelerin emzirmemeleri gerekir.

Gebelikte yapılan Hepatit B testlerinde HBsAg (+) ve AntiHBs (-) ise bu anne adayının

taşıyıcı olduğunu gösterir


Hepatit C , bebeğe geçiş ve gebeliği etkileme yönünden Hepatit B'ye benzer. Aşısı yoktur.

 

 

KIZAMIK ENFEKSİYONU


Kızamık çocukken geçirildiğinde ömür boyu bağışıklık kazanılır , o yüzden erişkinlerde ve gebelerde çok nadiren rastlanır.

Kızamık virüsü gebelikte bebekte bir anomaliye sebep olmaz fakat düşük ve erken doğum riski artmıştır.

Gebelik öncesi bağışıklığı olmayan kadınlar aşılanmalı ve aşıdan sonra 3 ay içinde gebe kalmamalıdırlar. Gebelik sırasında kızamık aşısı yapılamaz çünkü canlı aşıdır.


 

 

KIZAMIKÇIK ENFEKSİYONU


Kızamıkçık ateş ve döküntüler ile seyreden bir virüs enfeksiyonudur. Yüzden başlayıp vücuda yayılan tipik döküntüsü, hafif ateş, lenf bezlerinde şişme, iştahsızlık, baş ağrısı ve eklem ağrısı gibi belirtileri vardır. Kızamıkçığın kuluçka süresi 14-21 gün arasında değişir. Enfeksiyonu geçiren kişiler ya da aşı olan kişiler hayat boyu sürecek bağışıklık kazanırlar.
Gebelik düşünen herkese gebelikten önceki kontrolde kızamıkçık yani rubella IgG testi yapılarak bağışık olup olmadığı öğrenilmelidir.

 

Bağışıklık kazanmamış kişilere mutlaka kızamıkçık aşısı yapılmalıdır.

Aşıdan sonra 1 ay gebe kalınmaması önerilir .Kızamıkçık aşısı canlı aşıdır, gebelik sırasında yapılamaz.


Gebelikte geçirilen enfeksiyon bebekte çeşitli sakatlıklara ,hatta ölüme ya da düşüğe sebep olabilir.
 

Gebeliğin ilk 12 haftasında fetusun yüksek oranda etkilenme riskinden dolayı gebeliğin sonlandırılması önerilir.

 

KABAKULAK ENFEKSİYONU


Kabakulak genellikle çocukluk çağında geçirilen bir enfeksiyon olmakla beraber nadiren yetişkin bireylerde ve gebelik sırasında da görülebilmektedir.
Kabakulak bir virüse bağlı gelişen enfeksiyon hastalığıdır. Başlıca tükrük bezlerini, nadiren de yumurtalıklar, testisler, beyin, pankreas gibi organlar etkileyebilir. Ateş, bulantı, hafif karın ağrısı ve baş ağrısı olur. Yüksek ateş ve şiddetli baş ağrısı ile seyreden menenjit de oluşabilir.

MMR kombinasyonu şeklinde aşısı vardır. Gebelikte kabakulak aşısı uygulanamaz çünkü canlı aşıdır.

Genel olarak gebelikte geçirilen kabakulak enfeksiyonunun düşüğe neden olma dışında bebek üzerinde olumsuz başka bir etki yaratmadığı kabul edilir.

 

 

 

SU ÇİÇEĞİ

İnsanların çoğu bu enfeksiyonu çocuk yaşlarda geçirirdiği için erişkin yaşta bağışıklık kazanmış haldedir. Su çiçeği  enfeksiyonunu meydana getiren virus enfeksiyonundan sonra vücutta sessiz halde kalır ve ileride tekrar aktifleşerek zona denilen hastalığı meydana getirir.

Su çiçeğinin bulaşması enfekte kişilere temas yoluyla veya damlacık yoluyla olur. Su çiçeği en bulaşıcı enfeksiyonlardan birisidir. Zona geçiren kişilerle temasda bulaşıcıdır ve su çiçeğine sebep olabilir.Zona genellikle vücutta tek taraflı, bir ya da birbirine komşu birden fazla bölgede ağrılı veziküler lezyonlar  ile karekterizedir.
Fetuste hastalığın tanısı ile ilgili fazla bilgi  yoktur.
Bebeklerin çoğunluğu bu enfeksiyondan etkilenmez , 20. gebelik haftasından önce enfeksiyonu geçirenlerin bebeklerinde bazen ciddi beyin ve sinir sistemi anomalileri, göz ve deride anomaliler, kollarda bacaklarda kısalık, kaslarda zayıflık gibi anomaliler oluşabilmektedir.

 

Gebelikte geçirilen zona enfeksiyonu bebek açısından bir risk yaratmaz.

Su çiçeği aşısı zayıflatılmış canlı aşı olduğu için gebelik sırasında yapılamaz.

bottom of page